6 Mart 2007 Salı

fade to black

sevgili lao.

ben sıkılıyorum. sen bana neler anlatıyorsun. ben sıkılıyorum lao. duydun mu? birileri benden bir heyecanımı almış iki geri almaya çalışıyorum. bu kadar çabuk mu deme lao, bu kadar çabuk.

1 Mart 2007 Perşembe

sevgili toygar hamzasi

senin de bildigin gibi her insanin bilmedikleri vardir. kimsenin ismini burda vermek istemedim, hos olmayabilir, o yüzden kendi üzerimden gidiyorum. misal, bende ne bilmedigimi bilmiyorum. düsün yani, neler neler...

"bu" dedigin o tipler tam olarak hangi tiplerdir cikartamadim. ama benim de bu tür kil oldugum tipler vardir, ne yapmak gerekir konusunda verecegim cevap yoktur. arifane bir tavirla yaklasmak lazim, nedir, arif âni seyreyler, zannnetme ki diye devam eden bi sey vardi. yani duruma ve ortama göre müdahale en güzeli...

simdi kilo konusuna gelince, bende göbek yok, basen yok, topuklarim tam kivaminda, acilari farklida olsa ücgen bir vicüdum var. her türlü cembere girerim onu söylim. anlamayan arkadaslar icinde kücük bir aciklama yapayim, hamza toygarin cemberden bahsettigi mükemmelliktir süphesiz. eski geleneklerde çember en kusursuz geometrik sekil olarak kabul edilir ve mükemmelligi sembolize ederdi. basim girmiyor derken de düsünce yapisini kastediyordur herhalde. o düsünceleri at kafandan, hic olmadi gel, beraber atalim, cembere girelim...

son olarak belirtmek istedigim bisi var, bi kac gündür bu explorer denen seyde bazi türkce karakterler cikmiyor, misal verecektim, cikmadigi icin veremedim... bu ne care...

26 Şubat 2007 Pazartesi

sen lao, sen evet "senin yazın kışa benzer" şarkısını dinledin mi? sanmıyorum...

40 rakamı üzerine bir sürü tarif yapılmış. bebek kırkı çıkana kadar her gün yıkanırmış. neden öyleymiş bilemiyorum. şimdi arkadaşım bizim olayımız bebe yıkamak değil. kırklara karışmak diye de bir deyim var. en son ben sordurtmuştum içerden bi arkadaşa sayıda eksilme, emekli olma yada istifa etme durumları olmadığından sen biraz daha takıl dedi. kâh komedi dans üçlüsü kâh olimpiyat beşlisi gezdim durdum.

biliyor musun lao bir türlü, içinde olmak istediğim çemberin içine kafamı sokamadım. zaman zaman ayakların genel itibari ile vucudum çemberin içine sığmış olsa bile kafam hep dışarda kaldı. belki de bu yüzden şişkoyum he lao ne dersin?

lao amacımız neydi tam hatırlayamadım. ama hani ipim kuşağım dediysek te ne dediğimizin farkındayız. umulur ki bu böyle gitmez. bir de söylemekte fayda var, ben bazen "bu" tiplere uyuz oluyorum. bu konuda metafizik bir yorum bekleyebilirim.

24 Şubat 2007 Cumartesi

40 rakaminin sirlari üzerine

yok öyle bisi.
7 ocakta yazdigin yazidan sonra 40 gunden fazla gecti. her turlu deneyi yaptim bu arada ve sevginin azalmadigini gördüm. 40 gün denememin sebebinin metafizik alt yapilari var, simdi anlatamicam. zaten konu da bu degil.

efendim burada yazi hayatina tekrar atilirken, yani bu isin basindayken, net olarak belirlenmemis, ama adina amac denebilecek bir amacimsi (amac gibi, amaca benzeyen ama tam olarak amacligini ispat edememis) bisi vardi. ona noldu ?

ipler ilen kusaklar ilen
cagirayim toygar seni

7 Ocak 2007 Pazar

dediler ki zamanla hep azalırmış sevgiler. olsun bana seninle geçen günlerim yeter..

taygır hamza nerdesin

29 Aralık 2006 Cuma

bana etnik düşüncelerle gelme

sevgili toygarcığım, canım. bazen diyorum ki, yıllar oldu. misal az önce dedim bunu. kim bilir biraz sonrada dermiyim, önemli değil aslında, sende biliyorsun önemli olmadığını. ama senin de bildiğin gibi, teori ve pratik arasında çok ince bir çizgi var, eğilmek vs. gibi. işte ben o çizgiyi yakalatma peşindeyim....

şimdi, ilkin şunu belirtiyorum. teorik bilgiyi tamamlamadan sana pratiği göstermek istemedim, büyük bir yük gelir. ama sen diyorsan ki benim için yükün büyüklüğü değil, teorinin işlevselliği önemlidir, yani pratiği, o başka. gel diyorum sana akşam, pratik gör...

ikinci olarakda, aramıza böyle bazı kavramlar sokarak mesafe koymay, sonrasında kavramların içini boşaltıp bu mesafeyi ortadan kaldırma hareketini tam olarak çözebilmiş değilim. yani aklımdan bazı şeyler geçmiyor değil ama özünde iyi düşünen bir insan olarak, sözünde de iyi düşünceler göstermeye çalışıyorum.

şimdi bide şu var, 3. kişi nerde